Pazar günü tam biz Ufuk'la Eymir'e mi gitsek derken Dilek aradı ve Eymir'e gidelim mi dedi. Akşam üzeri Dilek'i de alarak Eymir'e gittik. Bu defa spor olsun diye arabayı kapıda bırakarak içeriye yürüyerek girdik. Böylece kapıdaki adamlarla da muhattap olmamış olduk. Nasıl oluyor anlamıyorum kapıdaki adamlar her defasında giriş konusunda problem çıkarıyorlar. Tamam kartımız yok ama belli bir giriş ücreti karşılığı alıyorlar. Diğer arkadaşlarımız rahatlıkla giriyor adam bize geldi mi almam diye tutturuyor. Bizi hatırlamasına da ihtimal vermiyorum çünkü çok sık gitmiyoruz. Hayır öyle antipatik tipler de değiliz ama adamlarla yıldızımız barışmadı bir türlü.
30 dakikalık yürüyüşün sonunda kayıkhanenin ordaki minderlerde oturup bir şeyler yedik.
Tam çaylarımızı içerken Demet ve Enis de geldiler. Heroes ekibi Evren dışında tamamlandı. Evren iş nedeniyle Şam'da çünkü.
Demet'in Enis'e aldığı uzaktan kumandalı maket tekneyi yüzdürmek üzere bisikletle göle açıldık. Ben bu konuda üstümüz falan ıslanır ne bileyim yoruluruz zaten dönüşte de yürüyeceğiz falan gibi sebeplerle önce pek istekli değildim açıkçası ama Demet'in ısrarları üzerine açıldık. İyiki de açılmışız çok keyifliydi hem de hiç ıslanmadık üstelik bisiklette pek yorucu değildi. Gerçi bu benim pedalları çevirme işini daha çok Ufuk'a bırakmamdan kaynaklanıyor muhtemelen ama neyse :)
İşte oyuncağımız
Yürüyüş ve pedlları çevirerek yediklerimizi eritmiş olmanın vicdani rahatlığı ile hava kararırken eve döndük.
6 comments:
Çok güzel bir pazardı, tekrar teşekkürler...
ah ah.. ne güzel fotograflar..
gorki
NE GÜZEL BİR YER BURASI AYILDIM BENDE CUMA TATİLE ÇIKICAM OHH DENİZ MİS DENİZ :)
Bence de çok güzeldi Dilekcim, yaz bitmeden yine yapalım.
Teşekkür ederim Gorki.
Biz Ankaralılar deniz özlemimizi böyle gideriyoruz sevgili Eda
Sevgiler...
fotolar harika...bayıldım...
özlem
Teşekkürler Sevgili Özlem...
Post a Comment