Wednesday, December 26, 2007

ISPANAKLI KİŞ

Malzemeler

Hamuru için;
2 çay bardağı yoğurt
¾ çay bardağı sıvı yağ
8 tepeleme yemek kaşığı un
1 paket kabartma tozu

Üzeri için;
½ kg ıspanak
1 kuru soğan
Tuz, karabiber
1,5 çay bardağı süt
2 yumurta
Kaşar

Hamur malzemelerini karıştırın ve iyice yoğurun. (Önceleri çok sıvıymış gibi oluyor ama yoğurdukça hamur toparlanıyor. Kaşık büyüklükleri değiştiği için un miktarını kendinize göre +,- 1 kaşık gibi düşünebilirsiniz. Yumuşak bir hamur olmalı.) Yoğurduğunuz hamuru yağlanmış borcama kenarlarını kaldırarak yayın.

Ispanakları küçük küçük kıyılmış soğanla kavurun. Tuz, karabiber ekleyin. Ilıdıktan sonra hamurun üzerine yayın ve bir gece buzdolabında bekletin.

Ertesi gün, 1,5 çay bardağı süt ile 2 yumurtayı çırpıp, ıspanakların üzerine dökün. (1 yumurta ile de oluyor. Ben yumurta sevmediğim için ne kadar az olursa o kadar iyi deyip, 1 yumurta ile yaptım.)

180 derecede ısıtılmış fırında hamurun kenarları pembeleşinceye kadar pişirin. Hamur pembeleşince fırından çıkarıp üzerine ince dilimlenmiş kaşarları koyun ve kaşarlar eriyene kadar tekrar fırınlayın.
NOT: Ispanak pişireceğim zaman ıspanağın fazlasını kıyılmış soğanla karıştırıp, buzluğa koyuyorum. Soğanla dondurduğunuz ıspanağı kavurmanıza gerek kalmıyor. 1-2 saat önce buzluktan çıkarıp, kullanabiliyorsunuz. Ben bu tarifte öyle yaptım. Tarifin en zaman alıcı kısmı ıspanakları yıkamak zaten. Onu da önceden hazırlamış olunca çok pratik oluyor.

Wednesday, December 19, 2007

EN TATLI HEDİYELER ETKİNLİĞİ – TRUFF

Belki blogumu okurken yan tarafta görmüşsünüzdür. “Bu da benim” yazıyor hani. Onun altında da ahşap boyamalarımı yayımladığım ve pek güncellemediğim blogumun adresi var. O pek ziyaret edilmediği için sanırım güncellemek konusunda yeterince motive olamıyorum. (Ona da biraz daha ilgi lütfen.) Bu kadar reklam ve acındırma yeter sanırım gelelim konuya.:)
İşte bu diğer blogumu ziyaret ettiyseniz biliyorsunuzdur geçen yıl ahşap boyama kursuna gitmiştim. Bu yıl da devam ediyor kurs ama ben sürekli gitmiyorum, öyle arada sırada uğruyorum evdeki ihtiyaçlara göre. Ne de olsa artık sertifikalı bir öğrenciyim. :)

Bu kırmızı kutuyu iş yerinden bir arkadaşım için iki hafta önce kursta boyamaya başladım. Bayrama daha çok var diye diye de dün akşama kadar elimi sürmedim. Elim ayağıma dolaştı dolayısıyla ama olsun sonuca değdi bence. Akşam önce truffları hazırladım sonra da kutuyu tamamladım. Sabah da truffları kutuya yerleştirme, süsleme işlerini ve fotoğraf çekimini yaptım. Bu şimdiye kadar blogumdaki en taze yayınım.

Bu hediye tam da Burçin’in etkinliğine denk geldi. Bir taşla iki kuş. Etkinliğe katılacak diğer tarifler için sabırsızlanıyorum, eminim çok hoş şeyler çıkacak ortaya. Burçin’in fil kurabiyelerine ve logosuna (Bengi’nin ellerine sağlık) bayıldığımı da söylemeden edemeyeceğim.

Herkese iyi bayramlar ve iyi tatiller diliyorum.


Malzemeler (Yaklaşık 50 tane truff için)

1 kutu krema
2 paket sütlü çikolata (80 grlık)
2 paket bitter çikolata (80 grlık)
1,5 paket kakaolu kek (Hazır baton keklerden, ben Eti Pankek kullandım)

Kremayı kaynatın. Çikolataları kırıp, içine atın ve karıştırarak eritin. Kekleri elinizle ufalayıp, çikolata karışımına ekleyin ve iyice karıştırın. Karışımı bir gün dolapta bekletin. Ertesi gün ceviz büyüklüğünde parçaları elinizle yuvarlayıp, Hindistan cevizi, toz fıstık, fındık, v.s.ye bulayıp, çikolata kağıtlarına yerleştirin.

Monday, December 17, 2007

MUTLU YILLAR

Bugün en tatlı acıbadem kurabiyesinin doğumgünü. Mutlu, sağlıklı ve birlikte yıllar canım.

Thursday, December 13, 2007

MİM-BLOGUN HAYATIMIZDAKİ YERİ

Sevgili Bengi yeni sayfasından beni mimlemiş. Hemen cevap veriyor ve ben de Dilek ve Deniz’i mimliyorum.

1. Blogda yazmaya ilk defa nasıl başladım?
Aslında ben blogların varlığını bile biraz geç öğrendim. Evlendikten sonra yemek yapmam gerekince fark ettim blog dünyasını. Baktım değişik şeyleri denemeyi, yemek yapmayı ve yemeği seviyorum, ben de yaptıklarımı paylaşmak istedim.

2. Blog yazılarımın konusu belli bir çizgide olması için çaba gösteriyor muyum? Yoksa içimden geldiği gibi mi yazıyorum?
Özel bir çaba göstermiyorum aslında. Genellikle yaptığım yemekleri yazıyorum ama bazen de yaşadıklarımı paylaşıyorum.

3. Blogda yazmak için gün içinde bazı şeylerden feragat ediyor muyum?
Blogumu genellikle iş yerinde vakit bulduğumda güncelliyorum, dolayısıyla feragat etmiyorum.

4. Blogda yazmak benim için eğlenceli bir uğraşken şimdi artan bekleyiş yüzünden zorunlu bir hal almaya başladı mı?
Hayır, bilakis daha çok motive oluyorum. Yazmak için yeni şeyler denemek istiyorum.

5. Blogda yazmayı daha ne kadar sürdüreceğim?
Bilmem, şimdilik gayet mutluyum. Yazmak keyif vermeyip, vazifeye döndüğünde bırakacağım.

TON BALIKLI MAKARNA


Bugün güne çok kötü başladım. Sabah evden çıktım ve arabaya doğru yürürken kolyem koptu. Dün akşam bugün o kolyeyi takmak için dizmiştim ve çok sevmiştim. Sabah hevesle taktım ve koptu. Bütün boncuklar park yerine dağıldı. Neyse dedim sağlık olsun yine yaparım. Sonra iş yerine geldim, arabayı park ederken sürttüm sağ tarafta saksı varmış hiç görmedim :(
Kötü başladığım sabah blogger ın tekrar açıldığını görmemle düzeldi birazcık. Dün akşam üzeri işlerimi bitirince bloga yeni bir şeyler eklemek için girmiştim. Daha doğrusu girememiştim, çünkü filtre koymuşlardı. Facebook’un başına gelenler blogger a da oldu diye düşünüp, umudu kesmiştim. Evden de güncelleyebilirim siteyi ama eve gittiğimde artık bilgisayara bakmak istemiyorum, zaten bütün gün ekran karşısındayım. Neyse şimdilik sorun yok, umarım tekrar olmaz :)

Nolur nolmaz ben tarifi vereyim biran önce

Malzemeler

½ paket makarna (ben fiyonk kullandım)
1 kuru soğan
1 kırmızı biber
2 yeşil çarliston biber
1 domates (ben yazın annemin hazırladığı konserve domates püresinden kullandım)
Zeytinyağı
1 kutu ton balığı (orta boy, üçlü paketlerde değil de onlardan biraz daha büyük ikili paketlerde olandan 1 tanesi)
½ kutu krema (100ml)
Tuz, karabiber, kırmızıbiber, kekik

Makarnayı haşlayın. Soğanları ve biberleri doğrayıp zeytinyağında kavurun. Domatesi rendeleyip veya rondodan geçirip ekleyin. 2-3 dakika pişirin. Ton balığını ekleyin. Tuz, karabiber, kırmızıbiber ve kekik ekleyip, 2-3 dakika daha pişirin. Kremayı ekleyin. Kaynayınca ocaktan alın. Haşladığınız makarnaya sosu karıştırın. Fesleğenle süsleyip, servis yapın.

Monday, December 10, 2007

VİŞNELİ MUFFİN

Bu muffinleri ilk kez geçen hafta denemiştim ama fotoğrafını çekmeye fırsat bulamadan tükendiler. Pazar günü ne yapsam diye evde dolanırken Ufuk bu keklerden tekrar yapmamı istedi. Benim de işime geldi. Hem kolay bir tarif hem de blogda yayımlamamıştım.

Pazar kekler pişene kadar hava kararınca, fotoğraflama işini sabaha bıraktım. Genelde yemekleri akşam yaptığım için fotoğrafları gün ışığında çekemiyorum ve çok iyi olmuyorlar bence. Bu tip kek, poğaça tarzı şeylerin fotoğraflama işini sabaha bırakıyorum ama bu sefer şansıma sabah da hava kapalıydı. Neyse yine de akşamdan iyi oldu.

Tarif Sinangil kekunun üzerindeki sade kek tarifi. Ben bu tarife vişne ekledim ve muffin kalıbında yaptım. Farklı şeyler eklenerek değişik tatlar yakalanabilir.

Malzemeler (16 muffin)

2,5-3 su bardağı sinangil kekun
3 yumurta
1,5 su bardağı şeker (ben çok tatlı sevmediğim için birazcık şekeri azalttım)
2 yemek kaşığı margarin
1/2 su bardağı sıvı yağ
3/4 su bardağı süt
1 paket vanilya

Yumurta ve şekeri iyice çırpın. Sıvıyağ, süt ve margarini ekleyip biraz daha çırpın. Vanilya ve unu ekleyip, malzemeler karışıncaya kadar çırpın. Son olarak vişneleri ekleyip, tahta bir kaşıkla karıştırın. Yağladığınız veya kağıt kaplar yerleştirdiğiniz muffin kalıbınıza 3/4 'ünü dolduracak şekilde harcı paylaştırın. 170 derecede önceden ısıtılmış fırında pişirin. Kürdan testi ile kontrol edip fırından çıkarın.

İyi haftalar...

Thursday, December 6, 2007

MAYALI POĞAÇA - 2


Daha önce yaptığım ve burdan tarifine ulaşabileceğiniz mayalı poğaçalardan yine yaptım.
Bu seferkilerin tek farkı hamuru açıp, içine yağ sürmemem. Yağ miktarını bir kahve fincanından 3/4 su bardağına çıkardım, daha pratik oldu. Bir de bu sefer üzerine çörekotu serptim.

Sabahları kahvaltı için çok pratik oluyor. Kahvaltıyı genelde iş yerinde yapıyorum. Evde kahvaltı yapsam asla yetişemem zaten. Hazırlanma konusunda elimin pek çabuk olduğu söylenemez.:)

Monday, December 3, 2007

PROFİTEROL


Cumartesi akşamı Sıdıka Teyzelere hamsili pilav yemeye davetliydik.

(Daha önce bize geldiklerinde de Sıdıka Teyze hamsili pilav yapmıştı, tarife buradan ulaşabilirsiniz. )
Giderken Dilek'in profiterolünden yapıp götürdüm. Dilek profiterol yaparken bir çok kez yanında bulundum ama ilk kez kendim denedim. O kadar izlememe rağmen tutmayacak diye strese girdim ama herşey yolunda gitti. Tarife buradan ulaşabilirsiniz.

Ben dolgu kreması olarak milföy tatlısının içinde kullandığım kremayı kullandım. Zaten Dilek'inki de hemen hemen aynısı. Çikolatalı sos olarak da hazır sos kullandım.

Profiterol hamurlarını hazırlarken tarifi aynen uyguladım. Yumurtaları koyduktan sonra önce hamur cıvık gibi geldi ve endişelenmeye başladım ama iyice çırpınca kıvamına geldi. Tepsiye dizerken de bir miktar stres yaşadım. Ben kaşıkla hamurları tepsiye koyarken sonlara doğru ilk koyduklarım iyice yayılmaya başladılar. Kabarmayacaklarına emin gibiydim ama kabardılar.

Tarifi gönül rahatlığıyla deneyebilirsiniz, memnun kalacağınıza eminim.

Thursday, November 29, 2007

BROKOLİ ÇORBASI



İki gündür Ankara'da kış kendini iyice hissettiriyor. Artık akşam yemeklerinde canım sıcacık çorba istiyor. Genelde çorba yapmaya üşenirim aslında. Yapacağım zamanda en kolayı olan tarhana çorbasını tercih ederim. Bu sefer brokoli çorbası denedim. O da kolay oldu, listeye aldım. Hem brokoli çok da faydalı, aşağıya internetten okuduğum bir kaç bilgiyi ekliyorum.

Malzemeler
400 gr brokoli
1 orta boy kuru soğan
1 su bardağı süt
2 kaşık zeytinyağ
tuz, karabiber

Soğanları küçük küçük doğrayın ve zeytinyağda biraz kavurun. Küçük küçük doğradığınız brokolileri de ekleyip, kavurmaya devam edin. Brokoliler hafif yumuşayınca, sütü ve yeteri kadar suyu ilave edin. Tuzunu ve karabiberini ekleyip, kaynatın. Çorbanın pürüzsüz olması için, blenderdan geçirip, servis yapın.

Brokoli hakkında;
Brokoli içerdiği maddeler açısından insan sağlığı üzerinde çok faydalıdır. Vitamin değerleri açısından; A, E ve C vitaminlerini içermektedir. İçerdiği flavonoidler bakımından bağışıklık sistemimizi güçlendiren bir özelliğe sahiptir. Antibiyotik özelliğe sahip olan brokoli bu yönüyle prostatitise (prostat enfeksiyonu) karşı çok etkindir.

Brokoli; meme, prostat, bağırsak ve idrar kesesi kanserlerine karşı güçlü bir koruyucudur. Amerika'da özellikle bu kanser türlerine karşı brokolinin içerdiği bazı maddeler (sulforafen vs.) zenginleştirilip ilaç maddesi haline getirilirek kanser tedavisindede başarı ile kullanılmaktadır. Brokoli içerdiği bazı indol ve indol türevleri (bitkisel hormonlar) açısından ayrı bir önem taşımaktadır. Bu sayede vücudumuzdaki hormon dengesini ayarlayıcı özelliğe sahiptir. Yine Amerika'da bazı klinikler menopoz dönemindeki bayanlar için östrogen hormonunun düzenli çalışması için brokolideki bitkisel hormonlardan yararlanmaktadırlar. Brokolinin kendine özgü olan selülozik yapısı (lifli yapı) bağırsaklarda oluşan toksinlerin (toksin atıcı) uzaklaştırılmasında ve alınmış olan ağır metallerin emilmesinde büyük rol oynamaktadır. Brokolinin bu lifli yapısı Kabızlığı önleyicidir. (Kaynak: http://www.netbul.com/)

Sunday, November 25, 2007

ÇİKOLATA MUSLU TART- KAYNANA ÇATLATAN TARİFLER

Lale'nin sitesine tarifler yayımlanmaya başladı mı diye bakmak için girdiğimde çok üzücü bir haberle karşılatım. İnsanın söylemeye dili varmıyor, yazacak bir şey bulamıyor. Zaten böyle durumlarda konuşmak (dolayısıyla yazmak) konusunda çok başarısızımdır. Allah Esra'nın yakınlarına sabır versin diyebiliyorum sadece.

Bu tarifi etkinlik için kafamda belirlemiştim. Cuma akşamı yapıp, Cumartesi günü işyerinden arkadaşım Derya'lara giderken götürdüm.

Pazar günü yayımlamayı umuyordum ama ne yazık ki mümkün olmadı. Etkinliğin son katılım tarihini kaçırmış oldum böylece ama bugün yine de sevgili Lale'ye mail atmayı düşünüyorum, belki bi güzellik yapar bana:)





Malzemeler

Tabanı için;
2 paket eti burçak
3 yemek kaşığı tereyağ
4 yemek kaşığı su
1 yumurta beyazı

Çikolatalı mus için;
2 paket bitter çikolata (80 grlık)
2 sarısısı ve beyazı ayrılmış yumurta

Kreması için;
1/2 kutu krema (100 ml)
5 yemek kaşığı pudra şekeri
1 paket labne

Süslemek için;

kakao

Bisküvileri kırarak un haline getirin, ben rondo kullandım. Tereyağı, su ve yumurta beyazını katıp, bisküviler hamur kıvamına gelene kadar iyice yoğurun. Tart kalıbını yağlayıp, bisküvi hamuru kalıba yayın. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 15 dakika bisküvi sertleşinceye kadar pişirin.

Çikolataları benmari usulü eritin. Yumurtanın beyazını mikserle çırparak kar haline getirin. Önce yumurta sarılarını sonra kar haline getirdiğiniz yumurta beyazını çikolataya karıştırın.

Ayrı bir kapta, pudra şekeri ve kremayı çırpın. Labne peynirini ekleyip, biraz daha çırpın.

Pişen ve ılıyan bisküvi hamuru servis tabağına alın. Üzerine önce çikolatalı musu sonra peynirli kremayı sürün. Kakao ile süsleyip, servis yapın.

Monday, November 19, 2007

TWİST


Malzemeler
6 kare milföy hamuru
4 kaşık rendelenmiş kaşar
kırmızı pul biber
1 yumurta sarısı

Buzluktan çıkardığınız milföyleri yumuşaması için 10-15 dakika oda sıcaklığında bekletin. Yumuşayan milföylerin üç tanesini tezgaha yayın ve uçlarından elinizle bastırarak birleştirin. Üzerine kaşar peyniri ve kırmızı biberi serpin. Diğer üç milföyle üzerlerini kapatıp, kenarlarına elinizle bastırın. Her kareden 4 parça çıkacak şekilde milföyleri uzunlamasına kesin. Kestiğiniz parçaların kenarlarına kaşarlar çıkmasın diye bastırın ve iki ucundan tutup, ters yönlere kıvırın. Twitleri yağlı kağıt serilmiş tepsiye alın. Üzerlerine yumurta sarısı sürüp, kızarana kadar pişirin.

İyi haftalar...

Thursday, November 15, 2007

YE # 28 - LAHANA SALATASI


Bu ayki etkinlik için Mahsun Prenses'e konuk oluyoruz. Şimdiden herkesin ellerine sağlık.

Başlığa salata yazdım ama aslında turşu gibi oluyor.

Malzemeler

1 küçük lahana
4 havuç
4 kırmızı biber
½ demet maydonoz
1 baş sarımsak
1 şişe elma sirkesi
2 yemek kaşığı zeytinyağı
Tuz

Lahanayı, kırmızı biberi ve maydonozu küçük küçük doğrayın. Havuçları rendeleyin. Sarımsakları tuz ile dövün. Bütün malzemeleri karıştırıp, kavanozlara doldurun. 2-3 gün bekletin.

Wednesday, November 14, 2007

BİBERLİ EKMEK

Bu yıl kalan son üç günlük iznimi de kullandım ve bugün işe başladım. Tatil süresince yeni tarifler birikti. İşte ilki...

Biberli ekmeği ilk Cananlarda yemiştim. Canan Tarsuslu ve biberli ekmek oraların yöresel yemeklerinden. Aslında Canan kırmızı biberi çeşitli aşamalardan geçirerek yapıyor ama o çok zahmetli. Benim için imkansız. Ben tembel işi biber salçası ile yaptım, sonuçta biber salçası da kırmızı biberin çeşitli işlemlerden geçirilmiş hali. Bence güzel oldu, umarım siz de deneyip seversiniz.

Malzemeler

Hamur için;

1 yumurta
1 su bardağı ılık su (parmağınız yanmayacak kadar sıcak)
1 paket yaş maya
1 çay kaşığı tuz ve şeker
1 çay bardağı sıvı yağ
Aldığı kadar un (3,5-4 bardak)

Üstü için,
2 çorba kaşığı biber salçası
1 küçük soğan
1/2 çay bardağı zeytinyağı
1/2 su bardağı susam

Ilık suya şekeri ve mayayı koyun. Mayanın yumuşamasını beklerken, soğanları ince ince kıyın. (Ben rondada kıydım.) Biber salçası, kıyılmış soğan, zeytinyağ ve susamı karıştırın.

Maya yumuşayınca, yumurta, un, yağ ve tuzu ekleyip hamuru iyice yoğurun. Çok sert olmayan ve ele yapışmayan bir hamur olmalı.

Yağladığınız borcama hamuru yayın. Üzerine salçalı harcı yayın ve elinizle bastırın. (Hamur kabardığında salçalar hamurdan ayrılmasın diye) Buzdolabında mayalanması için 10 dakika bekletin. 180 derecede ısıtılmış fırında pişirin.

Tuesday, November 6, 2007

PEYNİRLİ POĞAÇA

Malzemeler

1,5 fincan kekun
1,5 fincan un
3 çorba kaşığı zeytinyağ
3 çorba kaşığı ılık su

Üzeri için;
1 yumurta sarısı
2 çay kaşığı süt

İçi için;
Beyaz peynir
Karabiber, kırmızı biber

Tarif Sofra Dergisinden. Ben yaparken miktarları bayağı değiştirdim. Oranları kullanmak isterseniz diye malzemeleri aynen yazdım.

Fincanla kastedilenin çay fincanı olduğunu düşünerek yemek takımımın çay fincanları ile unu koydum. Daha sonra yukarıdaki miktarda yağ ve su ilave ettim ama yetersiz geldi. Hamur birleşmedi. Biraz daha yağ ve su ekledim. Yaklaşık yarımşar fincan yağ ve su koymuş oldum. Kastedilen kahve fincanı mı acaba emin değilim ama o zaman da çok az olurdu sanırım. Zaten bu hali ile de çok az oldu. Baktım yaptığıma değmeyecek aynı ölçülerde bir hamur daha yoğurdum.

Hamuru 1 saat buzdolabında beklettim. Buzdolabından çıkan hamurdan mandalina büyüklüğünde parçalar koparıp, elimle açtım. İçine ezdiğim ve karabiber, kırmızı biber serptiğim beyaz peynirden koyup kapattım. Üzerine hafifçe bastırıp, yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizdim. Yumurta ve 2 yemek kaşığına çıkardığım sütü çırpıp, üzerlerine sürdüm. Isıtılmış fırında üzerleri kızarana kadar pişirdim.
Malzeme miktarını değiştirdiğimden ve tarifte su ve yağ dışında bir şey olmamasından (çünkü genelde süt ve yoğurt gibi şeyler de oluyor) poğaçalar olmayacak diye bayağı endişelendim. Sanırım kekun kullanıldığından başka bir şeye gerek kalmıyor. Sonuç olarak ben ve yiyenler beğendik.

Wednesday, October 31, 2007

MİLFÖY TATLI

İş yerinde öğleden sonra 3-4 gibi karnımız acıkmaya başlayınca "şimdi evde olsaydık, çayı koysaydık, yanında da pasta börek olsaydı" diye konuşuruz hep. Sonunda bu Pazartesi bayram tatilini fırsat bilip hep özendiğimiz çay muhabbetini yapabildik. İş yerinden iki arkadaşım bize geldi. Gelecekleri aynı gün belli olduğu için pratik bir tatlı yapmam gerekiyordu. Aklıma milföy tatlısı geldi. Zaten uzun süredir denemek istiyordum. Tabii ilk kez yaptığım için biraz stres oldum çünkü eğer kötü olursa başka bir tatlı deneyecek zaman yoktu, çok şükür güzel oldu. Bir de yeni poğaça tarifi denedim onu da yakında yazacağım.


Malzemeler

7 adet kare milföy hamuru
1 yumurtanın sarısı

Kreması için;

1/2 litre süt
3 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı nişasta
1 yumurtanın sarısı
1 çay bardağı (aida bardak) şeker
1 tatlı kaşığı tereyağ
1 paket vanilya

Süslemek için;
1 yemek kaşığı pudra şekeri

Milföyleri ikiye kesin. Üzerlerine yumurta sarısı sürüp, 200 derecede ısıtılmış fırında kızarana kadar pişirin.

Süt, un, nişasta ve yumurta sarısını pişirin. Kaynayınca tereyağı ve vanilyayı ekleyip karıştırın ve ocaktan alın.

Fırından çıkan milföy hamurlarını ortadan kesin. (Çok kolay ayrılıyorlar, bıçağı değdirmeniz yetiyor.) İçlerine ılık kremadan doldurun. Soğuduktan sonra üzerini pudra şekeri ile süsleyin. (Ben şekeri çay süzgecine koyup, süzgeci hafif hafif sallayarak serptim.)

Wednesday, October 24, 2007

İSKENDER KEBAP

Malzemeler

½ kg kuzu külbastı
1 çorba kaşığı limon suyu
1 kahve fincanı sıcak su
3 diş sarımsak
1 çorba kaşığı sıvıyağ (ben zeytinyağı kullandım)
Kekik, karabiber, tuz

2 pide (ben kebapçıdan döneri servis yaptıkları pideden aldım)

Sos için;
2 çorba kaşığı domates salçası
1 çorba kaşığı biber salçası
1 su bardağından biraz eksik sıcak su
1 yemek kaşığı tereyağı
Yoğurt

Kuzu külbastıları kuşbaşından biraz daha uzun doğrayın. (Ben kasaba doğrattım.). Üzerine limon suyunu döktüğünüz etleri ve sarımsağı sıvıyağda kavurun. Etler suyunu çekince kekik ve karabiberi serpip, sıcak su ekleyin. Etler iyice pişince tuzunu atıp, altını kapatın.

Başka bir kapta tereyağı eritin. Salça ve suyu ekleyip, sosu kaynatın.

Pideleri küçük küçük doğrayın ve tabağın en altına koyun. Üzerine salçalı sostan bolca gezdirip, etleri koyun. En üste çırptığınız yoğurdu gezdirin ve nane ile süsleyin.

Thursday, October 18, 2007

TAHİNLİ SUSAMLI KEK

Bayramda arkadaşlarla Amasra’daydık. Yaz tatilinden hastalıklar yüzünden bir şey anlamayınca bu üç günlük bayram tatilini fırsat bildik. Cuma sabahı iki araba yola çıktık. Birazdan tarifini vereceğim keki yolda yemek üzere yapmıştım.

Önce Safranbolu’ya uğradık. Çarşıyı gezdikten sonra yemek yiyip, Amasra’ya doğru yola çıktık.


Amasra’da Ferdane Teyze’nin evinde kaldık. Ferdane Teyze akrabamız değil, evini bizim gibi tatilcilere kiraya veriyor. Çok şeker bir teyze, evi de çok güzel, balkondan nefis bir manzarası var. Biz 7 kişi olduğumuz için ev ortamında olmak hoşumuza gitti. Dışarıda olmadığımız zamanlarda evin balkonunda kağıt oynadık, Erinç ve benim yaptığımız (ben sadece boyadım aslında) çivili tahtada parayla futbol maçları yaptık. Eğer düşünürseniz Ferdane Teyze’nin numarasını verebilirim.

Yediklerimizi anlatmaya gerek yok sanırım tabii ki rakı, balık ve üstüne ballı yoğurt tatlısı. Zaten ne demişler yediğin içtiğin senin olsun gördüklerini anlat…

Gelelim kekin tarifine:

Malzemeler

3 yumurta
1,5 su bardağı toz şeker
1 su bardağı sıvı yağ
1 çay bardağı tahin
1 çay bardağı soğuk süt
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un

1 tatlı kaşığı margarin
1 çay bardağı susam
½ çay bardağı iri kırılmış ceviz

Yumurta ve şekeri iyice çırpın. Sıvı yağ ve sütü ekleyip tahta kaşıkla karıştırın. Unu ve kabartma tozunu da ekleyip karıştırmaya devam edin. Son olarak tahini de ekleyip iyice hamura yedirin.

Margarini kek kalıbının her yerine sürün. Üzerine susamları serpin. Susamların yağa yapışıyor. Kek hamurunu döküp, üzerine cevizi serpin. 175 derecede önceden ısıtılmış fırında pişirin.

Monday, October 15, 2007

YE #27 KARADENİZ YEMEKLERİ - PEYNİRLİ MISIR EKMEĞİ

Bu etkinlik benim için biraz zor oldu çünkü Karadenizli değiliz ve Karadeniz yemeklerini de pek tanımıyorum açıkçası. Böylece tanıma fırsatı bulacağım için memnunum. Siz de ev sahibimiz Yeşim'in sitesine uğrayarak bu mutfağı tanıyabilir ve bir sürü tarife ulaşabilirisiniz.

Aldığım dergilerin eski sayılarını içlerinde ne olduğunu unutmamak için ara sıra karıştırırım. Bir ay içinde dergilerdeki bütün tarifleri denemek mümkün olmuyor çünkü. Etkinlik için ne yapacağıma bir türlü karar veremezken Sofra dergisinin eski sayılarından birinde bu tarif çıktı karşıma. Oldukça da pratik olduğundan denemeye karar verdim. Sonuç başarılı bence.

Malzemeler
2 su bardağı mısır unu
1 su bardağı su
1 çay bardağı sıvıyağ
1 paket kabartma tozu

İçi için;
300 gr. beyaz peynir
1 su bardağı yoğurt

Mısır unu, su, sıvıyağ ve kabartma tozunu iyice karıştırın. (Ben mikserle karıştırdım.)
Peyniri ezip yoğurtla karıştırın.
Yağladığınız dikdörtgen borcama mısır unlu karışımın yarısını yayın.
Üzerine peynirli karışımı yayın.
En üste kalan mısır unlu karışımı yayıp, üzerini düzeltin.
200 derecede ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar pişirin.

Thursday, October 11, 2007

BAYRAM

Sevdiklerinizle birlikte mutlu ve sağlıklı bir bayram geçirmenizi dilerim...

Monday, October 8, 2007

İKİ RENKLİ KEK


Kek yapmak bana her zaman kolay gelmiştir. Tüm malzemeleri karıştırıp, kalıba döküyorsunuz o kadar. Poğaça ve kurabiye ise daha oyalayıcı. Tek tek şekil ver falan uzun sürüyor.
Akşam üstü çay içmeyi çok severim. Ama yanında da yiyecek bir şeyler olsun. Ev hanımlarına bu konuda çok özeniyorum. 4-5 gibi koyacaksın çayı yapacaksın keki bir iki de arkadaşın geldi mi oh ne keyif.
İşte ben de bu keki izinliyken böyle bir ortamda yapmıştım. 3 gün yıllık iznim kaldı, iple çekiyorum. :)

Malzemeler
3 yumurta
1 su bardağı şeker
1 su bardağı yoğurt
3 su bardağı un
1 çay bardağı sıvı yağ
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
2 tepeleme yemek kaşığı kakao
½ çay bardağı süt

Yumurta ve şekeri çırpın. Yoğurt ve sıvıyağı ekleyin. Ardından un, kabartma tozu ve vanilyayı da ekleyip çırpın. Yağlanmış fırın kabına karışımın yarısını dökün. Kalan karışıma kakaoyu ekleyin. Kakao eklenince bu kısım katılaştığından aynı yoğunluğu elde etmek için ½ çay bardağı süt ekleyip, karıştırın. Kalıba döküp, 3-5 yerinden tahta kaşık batırın.175 derecede önceden ısıtılmış fırında pişirin.

Friday, October 5, 2007

SÜTLÜ TARHANA ÇORBASI


Bu tarif ne zamandır arşivimde bekliyordu. Yayımlamak için ya zın geçmesini bekliyordum. Çorba tarifi için ramazandan daha uygun bir zaman olamaz diye düşündüm.

Malzemeler

3 tepeleme yemek kaşığı tarhana
3 su bardağı tavuk suyu
1 su bardağı süt
tuz, karabiber, kırmızı biber
Tarhanayı tavuk suyuna koyup pişirin. Kaynamaya başlayınca sütü ekleyin. Baharatları da ilave edip 10-15 dakika daha pişirin. İsterseniz dövülmüş sarımsak da ekleyebilirsiniz.
İyi haftasonları...

Tuesday, October 2, 2007

ÇİKOLATALI SUFLE 2



Dün akşam Seda ve Baran için sufle yaptım. Geçen sefer yaptığımda işleri çıkmıştı ve sufle tabaklarında kalmıştı. Seda o zamandan beri istiyordu, dün sonunda denk getirip yaptım.

Yine aynı tarifi uyguladım (tarife buradan ulaşabilirsiniz) ama bu sefer yaparken yumurtaların beyazı ve sarısını ayırmayı unutup, ikisini birlikte şekerle çırpmışım. Yumurtaları çikolata krema karışımına ekleyince fark ettim. İş işten geçmişti yani. Kabarmayacak diye çok korktum ama kabardılar ve hiç bir değişiklik olmadı. Siz de tarifi uygularsanız ve unutursanız endişelenmeyin yine de oluyor:) Tabii yumurtaları ayırmaya hiç uğraşmayadabilirsiniz:)

Monday, October 1, 2007

İFTAR MENÜSÜ- YAYLA SOSLU TAVUK VE KREM KARAMEL

Cumartesi anneannem, dedem, annem ve babam iftarda bizdelerdi.

Menüde;
Tarhana çorba
Peynirli börek
Yayla soslu tavuk
Pilav
Brokoli salata
Yeşil salata
Krem karamel vardı.


YAYLA SOSLU TAVUK



Malzemeler
2 paket kalça şiş (yaklaşık 10 tane)
4 tepeleme yemek kaşığı yoğurt
8-9 sivri biber
2 domates
1 yemek kaşığı domates salça
½ yemek kaşığı biber salçası
Tuz, karabiber, keki, kimyon
½ yemek kaşığı un

Kalça şişler kuşbaşı doğrayın. (Ben kasaba doğrattım) Yoğurt, salça ve baharatları karıştırın. Tavukları bu sosa bulayıp, 1-2 saat buzdolabında bekletin.

Soslu tavukları yarım yemek kaşığı unla unladığınız fırın poşetine koyun. Üzerine iri doğradığınız biber ve domatesleri yerleştirin. Poşetin üzerini bir iki yerden delip, 200 derecede ısıtılmış fırında pişirin.

Tavuklar benim beklediğimden daha geç piştiler, ben 45 dakika da pişeceğini düşünmüştüm ama pişmesi bir saati geçti ve ne yazık ki iftar saatine yetişemediler. İyi ki börek ve brokoli salatası yapmışım. Tavuklar olana kadar onlarla idare ettik. Sanırım bir fırın poşeti için bu tavuk miktarı fazla oldu. Bir dahaki sefere bu kadar çok yaparsam iki poşet yapmayı düşünüyorum ya da daha erken fırına atmak lazım.

KREM KARAMEL

Tatlı olarak ne yapacağıma bir türlü karar verememiştim. Güllaç mı yapsam diye düşünüyordum ama koca güllüçı marketten alıp eve taşımaya üşendiğimden vazgeçtim. Evdeki tariflere bakarken krem karamele karar verdim ve yüzümü kara çıkarmadı. :)


Benim kaselerim çok büyük değil ve bu ölçülerle 6 kase çıktı.

Malzemeler
1 litre süt
10+2+4 yemek kaşığı toz şeker
2 yumurta
2 yemek kaşığı mısır nişastası
2 yemek kaşığı un
1 su bardağı su

Süte 10 kaşık şekeri ilave edip, kaynatın. Süt kaynarken ayrı bir kapta yumurta, 2 kaşık şeker, mısır nişastası, un ve suyu çırpın. Kaynamaya başlayan süte çırptığınız malzemeleri azar azar karıştırarak ekleyin ve pişirin. 4 kaşık şekeri eritin. Islatılmış kaselerin dibine çok az eritilmiş şekerden dökün. Bu işlemi çabuk yapmaya çalışın çünkü şeker çok çabuk donuyor. Üzerine muhallebileri paylaştırıp, ılıdıktan sonra buzdolabına koyun. Ertesi gün ters çevirip servis yapın.

Thursday, September 27, 2007

NESKAFELİ- DAMLA ÇİKOLATALI KEK



Geçen gün resimlerime bakarken gördüm bu keki. Aslında cheesecake yaptığım gün cheesecake in tadından emin olamadığım için ne olur ne olmaz misafirlere ikram edecek bir şeylerim olsun diye yapmıştım. Tarifi http://yemekgunlugum.blogs.comdan aldım. Çikolata ve kahve zaten süper bir ikili bence. Kekte de çok güzel oldular. Tarifi aynen uyguladığım için tekrar yazmıyorum, linkten ulaşabilirsiniz.

Monday, September 24, 2007

KEBAP GİBİ KÖFTE:)



Tarif Oktay Usta’dan. Gazetelerin verdiği Pazar eklerinden birindeydi. Başlıktan da anlaşılacağı gibi kebap gibi oldu. Çok lezzetliydi, yiyenler de sevdi. Amma reklam yaptım:)

Malzemeler

Köfteler için;
300 gr. kıyma
1 kuru soğan
1 yumurta
1 çay bardağı galeta unu
1 tutam maydonoz
Kimyon, karabiber, tuz

Kızartmak için;
Sıvıyağ

Sos için;
2 çorba kaşığı tereyağ
2 domates
1 tatlı kaşığı salça
2 diş sarımsak
1 kase yoğurt
Pide

Tüm köfte malzemelerini karıştırarak iyice yoğurun. Parmak şeklinde köfteler yapıp, teflon tavada az yağda çevirerek kızartın.

Sos için tereyağını eritin. Domates, salça ve sarımsağı ekleyip, kaynatın.

Pideleri (ben kebapçıdan aldım ama ramazan pidesi veya bayat ekmek ile de olabilir) küçük küçük doğrayıp, fırında 5 dakika ısıtın.

Servis tabağına ısıtılmış pideleri koyun. Üzerine çırpılmış yoğurt dökün ve köfteleri yerleştirin. En üstüne de sosu gezdirin.

SOBE

Sevgili Serander beni mimlemiş. Hemen aklıma gelen 3 şeyi yazdım yoksa liste kabaracak. Ben de sevgili arkadaşım Erinçi mimliyorum.

Cuma, Cumartesi akşamlarını, Pazar sabahlarını

Ufukla kahvaltı hazırlayıp, uzun uzun masada oturmayı

Tunalıda gezmeyi, yorulunca kıtırda kokoreç yiyip, bira içmeyi

Wednesday, September 19, 2007

FIRIN MAKARNA

1 paket fırın makarna
1lt süt
4-5 çorba kaşığı un
1kase rende kaşar
2 yemek kaşığı zeytinyağı
1 yemek kaşığı tereyağ
tuz, karabiber

Makarnayı haşlayın.
Makarnalar haşlanırken, tereyağı eritin. Zeytinyağı da ekleyip, unu yağda kokusu çıkana kadar kavurun. Üstüne sütünü ekleyip topaklanmaması için sürekli karıştırarak pişirin. Tuzunu ve karabiberini ekleyin.

Haşladığınız makarnanın yarısını yağlanmış derin bir borcama koyun. Üstüne sosun yarısını koyup, yayın. Kalan makarnayı ekleyip üstünü kalan sosla kapatın. Üzerine rendelenmiş kaşarı serpip, 20-25 dk fırında üstü kızarıncaya kadar pişirin.

Bu makarnayı kuzenim Meriç bize geldiğinde yapmıştım. Biz 3 kişi olduğumuz için yarım paket makarna ile diğer ölçülerin de yarısını kullanarak yaptım.

Monday, September 17, 2007

İRMİK HELVASI




Ufuk, cuma ve cumartesi iş için İstanbul’daydı. Ben de evde yalnız kalamadığımdan annemlerde kaldım. Eskiden daha rahat evde yalnız kalırdım. Annemler ben üniversiteyken yazlığa giderlerdi, sanırım o zamanlar özgürlük için korkularımı bastırıyordum. :)

Cumartesi akşamı iftardan sonra annemle irmik helvası yaptık. Ben tarifi uygulamalı olarak öğrendim.

Aslında irmik helvasına çam fıstığı da konuluyor ama biz evde olmadığından koyamadık. Cimri olduğumu düşünmenizi istemem ama zaten çam fıstığı çok pahalı bence. Pesto sos yapmak için almıştım ilk kez, 40 gr. lık paket 4,5-5 YTL. Az bulunan bir şey sanırım. :)

Malzemeler

3 kaşık tereyağ
1 kase irmik
1 kase şeker
1 kase süt
1 kase su

Ölçüleri kase olarak verdim. Kaselerin boyutları farklı oluyor. Her şey bir ölçü olacak şeklide siz kendinize göre ayarlayabilirsiniz.

Tereyağını teflon tencereye/ tavaya alıp, eritin. İrmiği ekleyip, kısık ateşte kavurun. İrmikler esmer şeker rengini alınca şekeri ekleyip karıştırın. Ocağın altını kapatıp yavaş yavaş süt ve suyu ilave edin ve ocağın altını yakın. Suyunu çekene kadar pişirin. Ilıyınca servis yapın.

Friday, September 14, 2007

YE #26 PATATES SEPETİ

Yeni etkinlik süresi gelmiş bile. Ben hiç farkında değildim, bloglar arasında gezerken tarifleri görünce farkettim. Tatil ve hastalık nedeniyle bir süredir yemek yapmıyorum aslında ama bu tarifi önceden yapmıştım. Diğer tariflere Cafe Gusto'dan ulaşabilirsiniz.





Malzemeler

4-5 patates
½ limonun suyu
½ demet kıyılmış maydanoz
2 havuç
2 yemek kaşığı zeytinyağı
Yoğurt
Mayonez
Tuz, karabiber

Patatesleri haşlayıp, püre haline getirin. Limon suyunu, tuz ve karabiberi ekleyip, iyice karıştırın. Patatesten ceviz büyüklüğünde parçalar alıp, maydanozların üzerinde yuvarlayın. Topların üzerine parmağınızla bastırarak ortalarını çukur yapın.

Havuçları zeytinyağında soteleyin ve patateslerin ortasına paylaştırın.

Mayonez ve yoğurdu karıştırıp, krema torbası ile havuçların üzerine sıkın.

Thursday, September 13, 2007

TATİL BİTTİ:(



Merhaba,

Tatil bitti ama ne yazık ki pek iyi geçmedi. Son iki günümüzde hastalandık ve otel odamızdan çıkamadık:(


Pazartesi işe başlamam gerekiyordu aslında ama üç gündür raporluydum. Artık iyiyim, toparladım.


Yeni tarifler çok yakında...

Friday, August 24, 2007

PATLICAN PİZZASI

Bugün iş yerinde son günüm. Tabii ki temelli değil ne yazık ki sadece iki haftalığına. İki hafta sonra geri döneceğim ve eminim bu iki hafta çarçabuk geçecek. Neyse ben şimdi bu kısmı düşünmek istemiyorum, şikayet ederek sizi de baymayayım.:)

İznimin ilk haftasında Ankara'da olacağım. Ufuk iki hafta izin alamıyor çünkü. Olsun Ankara'da olmayı ve çalışmamayı seviyorum ben.

Haftaya cumartesi Ufuk'un ablası evleniyor. Nikah için Eskişehir'e gideceğiz ve Pazar sabahı tatil için Sarıgerme'ye doğru yola çıkacağız. Daha önce ikimiz de hiç Sarıgerme'ye gitmedik. Tur acentesindaki kız Sarıgermeyi de oteli de çok övdü umarım pişman olmayız.

Bu iki hafta içinde blogu güncelleyemeyebilirim ama tarif biriktirmeye devam tabii ki. Dönüşte tatil anıları ve yeni tariflerle görüşmek üzere...


Malzemeler

1 bostan patlıcan
150 gr. beyaz peynir
6-7 dal maydanoz
6 diş sarımsak
2 kaşık zeytinyağ
1 domates
kaşar peyniri

Bostan patlıcanı 1 cm kalınlığında halka halka doğrayın ve acısının gitmesi için 10 dakika tuzlu suda bekletin. Bu sırada 3 diş sarımsağı dövün ve zeytinyağ ile karıştırın. Patlıcanları yıkayıp, kurulayın. Sarımsak ve zeytinyağ karışımını patlıcanların her iki yüzüne de sürün ve fırın tepsisine dizin. Önceden 200 derecede ısıtılmış fırında 10 dakika pişirin.

Bu arada beyaz peyniri ezin. Kalan 3 diş sarımsağı, maydonozu küçük küçük doğrayın ve peynire karıştırın. Fırından çıkan patlıcanların üzerine karışımdan ve onun üstüne de kabuğunu soyup halka halka doğradığınız domatesten koyun. En üste rendelenmiş kaşar peyniri serpin ve 10 dakika daha fırınlayın.

Wednesday, August 22, 2007

EYMİR




Pazar günü tam biz Ufuk'la Eymir'e mi gitsek derken Dilek aradı ve Eymir'e gidelim mi dedi. Akşam üzeri Dilek'i de alarak Eymir'e gittik. Bu defa spor olsun diye arabayı kapıda bırakarak içeriye yürüyerek girdik. Böylece kapıdaki adamlarla da muhattap olmamış olduk. Nasıl oluyor anlamıyorum kapıdaki adamlar her defasında giriş konusunda problem çıkarıyorlar. Tamam kartımız yok ama belli bir giriş ücreti karşılığı alıyorlar. Diğer arkadaşlarımız rahatlıkla giriyor adam bize geldi mi almam diye tutturuyor. Bizi hatırlamasına da ihtimal vermiyorum çünkü çok sık gitmiyoruz. Hayır öyle antipatik tipler de değiliz ama adamlarla yıldızımız barışmadı bir türlü.


30 dakikalık yürüyüşün sonunda kayıkhanenin ordaki minderlerde oturup bir şeyler yedik.


Tam çaylarımızı içerken Demet ve Enis de geldiler. Heroes ekibi Evren dışında tamamlandı. Evren iş nedeniyle Şam'da çünkü.

Demet'in Enis'e aldığı uzaktan kumandalı maket tekneyi yüzdürmek üzere bisikletle göle açıldık. Ben bu konuda üstümüz falan ıslanır ne bileyim yoruluruz zaten dönüşte de yürüyeceğiz falan gibi sebeplerle önce pek istekli değildim açıkçası ama Demet'in ısrarları üzerine açıldık. İyiki de açılmışız çok keyifliydi hem de hiç ıslanmadık üstelik bisiklette pek yorucu değildi. Gerçi bu benim pedalları çevirme işini daha çok Ufuk'a bırakmamdan kaynaklanıyor muhtemelen ama neyse :)

İşte oyuncağımız

Yürüyüş ve pedlları çevirerek yediklerimizi eritmiş olmanın vicdani rahatlığı ile hava kararırken eve döndük.

Sunday, August 19, 2007

YE #25 KAHVALTI

Bu ayki etkinlik konumuz kahvaltılıklar ve ev sahibimiz Lezize. Diğer tariflere buradan ulaşabilirsiniz.
Ben kahvaltı hazırlamayı ve kahvaltı sofrasında yapılan sohbetleri çok severim. Eşim Cumartesileri de çalıştığı için ancak Pazar sabahları birlikte kahvaltı yapabiliyoruz. Kahvaltılar için mutlaka peynir zeytin dışında bir şeyler hazırlamaya çalışırım. Aslında benim için kahvaltı menüleri ne yazık ki biraz kısıtlı. Çünkü yumurta yemiyorum. Dolayısıyla krep, omlet gibi şeyler de yemiyorum. Biraz da bencilim ve kahvaltı masasında da yumurta olsun istemiyorum. Tariflerimin hepsi yumurtasız o nedenle. (Böreklerin üzerine sürülen yumurtanın sarısı hariç. Onu zamanla aşabildim:))
Diğer yumurtasız :) kahvaltılık tariflerime buradan ulaşabilirsiniz.

PEYNİRLİ TAVA BÖREĞİ



Malzemeler

2 adet yufka
1 su bardağı süt
1/2 su bardağı sıvıyağ
1/2 su bardağı rendelenmiş kaşar
1/2 su bardağı rendelenmiş beyaz peynir
10-12 dal maydonoz

Yufkalardan birini çok az yağladığınız teflon tavaya kenarlarından sarkacak şekilde yayın. Süt ve sıvıyağı çırpın ve yufkanın üzerine sürün. Diğer yufkanın yarısını küçük parçalara bölün ve aralara sütle yağ karışımından sürerek tavaya serpiştirin. Peynirleri ve ince kıydığınız maydonozu karıştırıp, yufkaların üzerine yayın. Kalan yarım yufkayı da aynı şekilde bölerek peynirlerin üzerine yayın. Kenarlardan sarkan yufka ile böreğin üzerini kapatın ve kalan sütlü karışımı üstüne dökün. Ocakta kısık ateşte pişirin. Tek tarafı pişince bir tepsi yardımıyla ters çevirip diğer tarafını da pişirin.

PEYNİRLİ DOMATES SEPETİ


Malzemeler
2 orta boy domates
150 gr beyaz peynir
2 dal taze soğan
6-7 dal maydonoz
5-6 siyah zeytin
2 çorba kaşığı zeytinyağ
tuz


Domateslerin üst kısmını kapak şeklinde kesin ve içlerini tatlı kaşığı yardımıyla oyun. Tuz atıp, ters çevirerek suyunun süzülmesi için 5 dakika bekletin.

Peyniri rendeleyin veya çatalla ezin. Maydonozu, yeşil soğanı ve zeytinleri küçük küçük doğruyıp, peynirle karıştırın. Zeytinyağ ekleyin ve domateslerin içine doldurun.

Friday, August 17, 2007

PEYNİRLİ GÜL BÖREK


Misafirlere sadece cheesecake yapmamıştım. Börek ve kek de yaptım. Keki de en kısa zamanda yayımlayacağım. Herkese iyi haftasonları...


Malzemeler (12 adet börek için)

6 yufka
1 su bardağı sıvıyağ
½ su bardağı süt
1 kalıp (500 gr) beyaz peynir
1 demet maydanoz
1 yumurta sarısı

Peyniri ezin. Maydanozları mümkün olduğunca ince kıyın ve peynirle karıştırın.
Yağ ve sütü karıştırın.
Yufkayı serin ve süt-yağ karışımından her yerine sürün. Üzerine ikinci yufkayı serip, tekrar harç sürün ve dörde bölün. Yufkaların uzun kısımlarına peynirli harçtan koyup, sigara böreği gibi sarın ve kıvırın. Aynı işlemleri diğer yufkalar için de yapın.
Üzerine yumurta sarısı sürüp, önceden ısıtılmış fırında üzerleri kızarana kadar pişirin.

Thursday, August 16, 2007

AHUDUDU SOSLU CHEESECAKE

Bozuk taraftan görüntü -----------------

-Düzgün taraftan görüntü


Cheesecake i kesince aslında denememin o kadar da kötü olmadığını farkettim. Hatta dökülen alt kısmını kamufle ederek çektiğim fotoğrafa da bakınca gayet iyi görünüyor bence. Tadı da güzeldi. Misafirler de beğendiler. Ben de böyle olunca tarifi vermeye karar verdim. Benimkinden daha küçük bir kalıpta yaparsanız (benimki 26 cm.) tarifin daha iyi sonuç vereceğini düşünüyorum.

Malzemeler

Taban için;
1 paket Eti Burçak
1 yemek kaşığı tereyağ

Dolgu için;
1,5 kutu labne peyniri (300 gr)
2 yumurta
2 yumurta akı
2 kahve fincanı şeker
1 paket vanilya
2 kaşık un
1 kaşık nişasta
½ paket süt kreması (100ml)

Sos için;
Ahududu reçeli

Burçakları rondodan geçirip, toz haline getirin. Erittiğiniz tereyağıyla karıştırıp 10 dakika kısık ateşte kavurun ve kalıbın tabanına bastırın.

Labne peyniri, süt kreması ve 1 kahve fincanı şekeri çırpın. Nişasta, un ve vanilyayı ekleyip, tekrar çırpın. 2 yumurtayı ekleyip biraz daha çırpın.

Başka bir kapta 2 yumurta akı ile kalan 1 kahve fincanı şekeri kar haline gelene kadar çırpın ve peynirli karışıma yavaş yavaş ekleyip tahta kaşıkla karıştırın. Tüm karışımı tabanın üzerine dökün.

Tarifte 100 derecede 2 saat pişirilmesi söyleniyordu ama ben o kadar vaktim olmadığından önce 150 derecede yarım saat kadar pişirdim sonra fırın ısısını 100 dereceye düşürüp biraz daha pişirdim.

Piştikten sonra fırın kapağını azıcık açarak soğutun ve üzerine ahududu reçeli dökün.

Wednesday, August 15, 2007

CHEESECAKE DENEMESİ

Akşam Cananlar bize geliyorlar. Canan işyerinden arkadaşım. Şu anda doğum izninde. Hamileliği boyunca birlikteydik. Aynı ofiste olduğumuz için her anını takip ettik. Bu konuda artık çok tecrübeliyim. Gerçi bir süre daha (aslında uzun bir süre ama büyük konuşmak istemiyorum) biz düşünmüyoruz. Hatta blogumda Canan'ın hamilelikle ilgili bir yazısı bile var. Bkz.

Cumartesi akşamı Nyx'e gitmiştik. Arjantin Caddesindeki Ivy'nin terası. Arka masada bir cheesecake duruyordu, acaip canım istedi ama içki içtiğimizden ve alakasız olacağından yiyememiştim. Ne zamandır bir cheesecake denemesi de yapmak istiyordum. E misafirde geliyor bundan iyi zaman olmaz dedim. (İki kişi olunca bu tip tatlıları bitiremiyoruz ve harcadığım zamanın boşa gittiği hissine kapıldığımdan canım çok sıkılıyor)

Dün iş çıkışı Yiğitle tenis oynadıktan sonra o yorgunluğun üstüne cheesecake i yapmaya koyuldum. Ne yazık ki başarılı olamadım. Sabah kelepçeli kalıptan çıkarırken taban kısmı (Eti Burçak) parçalandı. Peynir kısmı ise hiç fotoğraflardaki gibi değildi ve incecikti. Tek tesellim üstünün çatlamamış olması.Tavsiye edildiği gibi fırının kapağını açarak soğuttum.

Yaptığımı düşündüğüm muhtemel hatalar:

Tarifte 16-18 cm lik kalıp kullanılması söyleniyordu. Benim kalıbım 26 cm. Ben de ölçüleri biraz arttırdım. Burçak tek paketti ben 1,5 paketten biraz fazla koydum ve bence tabanı kalın oldu. (Özellikle üst kısmıyla kıyaslıyınca)

Tarifte 1 paket labne peynir vardı, ben bunu 1,5 pakete çıkardım ama yetersiz kaldı. Diğer tarifler 3 paket labne peynirliydi. Bana hep bu miktar çok gelmişti ama demek ki öyle olmalıymış. Atalarımız yine haklı çıktı. Bir musubet bin nasihattan iyidir.

Bütün bunlara rağmen tabii ki koca cheesecake i atmadım. Şekil olarak olmadı ama halen umudum var. Sonuçta tadına bakmadım. Akşam hep beraber bakacağız artık. Misafirler yabancı değil ne de olsa.

Tuesday, August 14, 2007

MERCİMEKLİ BULGUR PİLAVI

Malzemeler

1 çay bardağı yeşil mercimek
1 çay bardağı pilavlık bulgur
1 kuru soğan
2 domates
3-4 sivri biber
1 yemek kaşığı tereyağ
½ yemek kaşığı domates salçası
½ yemek kaşığı biber salçası
tuz

Mercimekleri yıkadıktan sonra kaynar suya atıp 5 dakika bekletin ve suyunu süzün. (Mercimek nedeniyle yemek kararmasın diye) Soğanları küçük küçük doğrayıp tereyağında kavurun. (Zeytinyağ ile de yapabilirsiniz, daha sağlıklı olur ama tereyağla tadı bir ayrı tabii) Mercimeği ekleyip birazcık kavurun. Mercimeğin üstünü örtecek kadar sıcak su ilave edin. Mercimekler suyunu çektikten sonra bulguru, ince ince doğranmış yeşil biberi, küçük küçük doğranmış domatesi (ben rondodan geçiriyorum) ve salçayı ilave edin. Tuzunu ekleyin ve biraz kavurun. Bire bir buçuk oranında kaynamış su ekleyin(3 çay bardağı) ve pişmeye bırakın. Piştikten sonra üzerine bez ya da kağıt havlu kapatarak dinlendirin.

Yanında cacık ve çoban salata ile servis yapmanızı tavsiye ederim.

Şu anda saat 11:00. 2 saat önce iş yerinde kahvaltı yaptım. Normal koşullarda acıkmamam lazım ama bu yazıyı yazarken canım nasıl istedi anlatamam. Akşam bir aksilik olmazsa Yiğit’le tenis oynayacağız o nedenle bugün akşam pişiremem ama sanırım ilk fırsatta tekrar yapacağım.

Friday, August 10, 2007

MAKARNA SALATASI

Malzemeler

1 paket sebzeli filiz burgu makarna

1 kavonoz garnitür
yoğurt
mayonez
2-3 diş sarımsak
tuz, nane, sumak

Makarnayı haşlayın ve süzün. Sarımsakları dövün. Bir kapta yoğurt, mayonez, sarımsak ve tuzu karıştırın. Ben bol yoğurt ve çok az mayonez kullanıyorum. Siz damak tadınıza göre bu oranı istediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Garnitür, makarna ve mayonezli yoğurdu karıştırın.
Servis tabağına alıp üzerini nane ve sumak ile süsleyin.
İyi haftasonları...