Thursday, August 20, 2009

YULAFLI ÜZÜMLÜ KURABİYE




Malzemeler

115 gr tereyağı
115 gr margarin
1 su bardağı esmer şeker
1 su bardağı toz şeker
2 yumurta
1 paket vanilya
1,5-2 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1,5 çay kaşığı tarçın
1 tutam tuz
3 su bardağı yulaf
1 su bardağı kuru üzüm

Tereyağını mikserle çırpıp krema kıvamına getirin.
Margarin, esmer şeker, toz şeker, vanilya ve yumurtaları ekleyip iyice çırpın.
Un, kabartma tozu, tarçın ve tuzu da ekleyip, yoğurun. (Katı bir hamur olmamalı)
Hamurdan tatlı kaşığı ile parçalar alıp aralıkla yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dizin.
170 derecede ısıtılmış fırında 10-15 dakika pişirin.

Friday, July 31, 2009

TATİL DÖNÜŞÜ VE SEBZELİ PİZZA TARİFİ



10 gün hiç mutfağa girmeyince tatil dönüşü mutfağımı özlemişim. İki yeni tarif denedim. Bunlardan ilki sebzeli pizza.

Pizzaya geçmeden tatilden biraz bahsedeyim. Geçen yıl Bodrum’u çok sevince hiç macera aramayıp tekrar Bodrum’a gittik. Arkadaşımızın Dayısının sahibi olduğu Ortakent’de Sofabed Otel’de kaldık. Otel tam istediğimiz gibiydi. Küçüktü ama şık ve temizdi. İki yıl önceki tatil köyü faciasından sonra (mikrop kapıp odadan çıkamamıştık) artık her şey dahil otellere gitmeme kararı aldık. Bu tatil de ne kadar doğru karar verdiğimizi kanıtladı bize. Otelde oda kahvaltı konakladık. Öğle yemeklerini plajda yedik, akşam da önceden gitmeyi planladığımız yerlerde yedik. Hepsinden de çok memnun kaldık. Marina Yacht Club, Casita (Antik Tiyatro karşısındaki. Türkbükünde’de var ama buranın manzarası harika), Limon Cafe (Gümüşlükte yemekten önce nefis kokteylleri ile güneşin batışını izleyebilirsiniz), Fenerci –Gümüşlük, Liman Köftecisi, Fidele (Türkbükü).


Malzemeler

Hamur için;

1 yumurta
1 çay bardağı ılık süt
½ çay bardağı sıvı yağ
1 paket kuru maya
1 tatlı kaşığı şeker
1 tutam tuz
Aldığı kadar un (2,5-3 su bardağı)

Üzeri için;

2 diş sarımsak
1 yemek kaşığı domates salçası
½ yemek kaşığı biber salçası
2 patlıcan
2 közlenmiş kırmızı biber (ben hazır kullandım)
Beyaz peynir (Ben tam yağlı inek peyniri kullandım, Ezine de kullanabilirsiniz.)
Rendelenmiş kaşar
Kekik, kırmızı biber

Süt ile şekeri yoğurma kabına alın ve mayayı ekleyin. Maya eriyene kadar (ara ara karıştırarak - 10 dk) bekleyin.
Diğer malzemeleri de ekleyip, yoğurun. Ele yapışmayan ve çok sert olmayan bir hamur olmalı. Hamuru oda sıcaklığında iki katı olana kadar (en az 30 dakika) üzerini örterek dinlendirin.
Yuvarlak borcamı zeytinyağı ile yağlayıp, hamuru elinizle kenarlarını hafif kaldırarak borcama yayın.
Salçaları bir kasede sulandırın. Sarımsakları dövüp, baharatlarla birlikte ekleyin.
Hamurun üzerine bu karışımı döküp, 180 derecede ısıtılmış fırında kenarları hafif kızarana kadar pişirin.
Patlıcanları alacalı soyup küp küp doğrayın ve kızartın.
Biberleri ince uzun doğrayın.
Fırından çıkan hamurun üzerine önce rendelenmiş kaşarı yayın. Daha sonra biberleri, patlıcanları ve peyniri yerleştirin.
Kaşarlar eriyene kadar tekrar fırınlayın.

Friday, June 19, 2009

HAVADAN SUDAN

Ne zor geçti bu hafta, bitmek bilmedi ama sonunda Cumaya geldik. Hem de son saatleri.

Akşam hiç eve gidesim yoktu, bir yerlere gitsek diye geçiriyordum ama plan yapmak için geç oldu diye de kimseyi aramıyordum ki Yiğit aradı Taps'e gidiyoruz gelir misin diye. Süper oldu. Cuma akşamı iş çıkışı açık havada bir iki biradan daha keyiflisi olmaz.

Bu akşam alacağım kalorileri eritmek için yarın mutlaka spora gitmeliyim.

Bir de şu iptal olan Depeche Mode konseri biletlerini iade etmek lazım. Elim biletlere gitmiyor. İptal olan konser ve suya düşen İstanbul planlarını düşünmeyip havadan gelecek 200 TL'yi (sanki bizim paramız değilmiş gibi, taaa Şubatta ödendiği için muhtemelen) düşünmeye karar verdim. Pozitif tarafından bakmak lazım.

Tuesday, June 9, 2009

MERSİN

Tekrar yazasım geldi ne kadar sürer bilinmez??

Haftasonu annemle babamı Mersin'e yazlığa bırakıp döndük. Cuma gecesi yola çıktık Pazar'da döndük. Kısa süreli bu kaçamak çok iyi geldi. Mersin'i hiç bu kadar güzel görmemiştim. Meğersem Temmuz Ağustosta giderek büyük hata yapıyormuşuz. Hava hiç bunaltmıyordu. Akşamları üzerimize şal bile almak zorunda kaldık. Okullar henüz kapanmadığından oldukça tenhaydı. Bir daha ya Haziran başında ya da Eylül'de gitmeye karar verdim.

Yola çıkmadan önce yeni CD almak gibi bir alışkanlığımız var. Gittiğimiz tatilleri, daha sonra yolda dinlediğimiz şarkılar çaldığında hatırlamak hoşuma gidiyor. Bu seferki yol albümümüz Göksel'in Mektubumu Buldun Mu? albümüydü. Biz çok beğendik. Özellikle annem ve babam. Şarkılar çaldıkça onlar da anılarını paylaştı bizimle. Çok keyifli oldu. (Albümdeki resimlere de bayıldım ayrıca)

Dönüşte annemin memleketi Aksaray'a uğradık. Yolüstü lezzet durağı Aksaray'ın meşhur pidecisi Kurtuluş Börek Sarayı oldu. Annem ve anneannem çok övmüşlerdi. Bulmak da biraz zorlandık ama değdi. Pideler nefisti.

Friday, March 20, 2009

DM


Biletlerimizi aldık, (sanırım biraz acele ettik) zaman geçmek bilmiyor. Konserden istifade 4 günlük bir İstanbul tatili yapacağız. Hangisi için daha çok sabırsızlanıyorum emin değilim. Sanırım tatil kısmı daha çok cezbediyor. Umarım herşey yolunda gider.

Tuesday, March 10, 2009

ANKARA FİLM FESTİVALİ


Yaklaşık 1 saat önce hayatımda ilk kez bir canlı yayına katıldım. Radyo Odtü'de gizli işsiz olarak. :) hem çalışıp hem dinliyordum ama napalım programın adı öyle.
İş yerinde pek radyo dinlemem aslında. Radyoyu yeni açmıştım ki yarışma başladı. İtiraf edeyim soruyu bilmiyordum. İnternetten araştırıp, mail attım. Şimdi bi de bana çıkarmış diye düşünürken telefonum çaldı ve beni canlı yayına aldılar, çok heyecanlandım. Cuma akşamı için Vahşi Kan filmine bilet kazandım.
Bir şeyler kazanmak insanı çok mutlu ediyor. Küçük büyük hiç fark etmez. Umarım şansım perşembe akşamı da yanımda olur ve Süper Loto'yu kazanırım.

Tuesday, March 3, 2009

BROWNİ

Kuvertür çikolata aldığımdan beri browni denemek istiyordum. Bu tarifle tam aradığım tada ulaştığımı düşünüyorum. Tarifi ya diğer bloglardan ya da bir dergiden buldum ama hatırlamıyorum. Genelde yazdığım kağıda mutlaka aldığım yeri de yazarım ama bu sefer yazmamışım. O nedenle kaynak gösteremiyorum. Kendi tarifine benzeten olursa haber versin ekleyeyim. Gerçi ben ufak bir iki değişiklik yaptım ama olsun özüne dokunmadım sayılır.


Malzemeler

1 su bardağı un
3 yumurta
3 çorba kaşığı kakao
80 gr. bitter kuvertür çikolata
1 çorba kaşığı tereyağ
3 çorba kaşığı sıvı yağ
1 su bardağı şeker
1 paket kabartma tozu


Tarifte 1 su bardağı da ceviz vardı ama evde olmadığından ben koyamadım. Olsaydı eminim daha da nefis olacaktı. Eğer varsa siz ekleyin bence.

Çikolatayı benmari usulü eritin. Çikolatalar erimeye başlayıp yarı yarıya sıvılaşınca tereyağı ekleyin. İkisi birlikte erisin.

Şeker ve yumurtayı iyice çırpın.

Erimiş çikolata ve tereyağı ile sıvı yağı ekleyip, karıştırın.

Un, kakao ve kabartma tozunu ekleyip, tüm malzemeler karışına kadar düşük devirde çırpın.

Yağlı kağıt serilmiş kare borcama dökün.

Ben en küçük kare borcama döktüm ve yüksek dilimlerim oldu. İnce dilim tercih ediyorsanız daha büyük bir kaba dökebilirsiniz.

Wednesday, February 4, 2009

BEYAZ PEYNİR



Kahvaltı en sevdiğim öğünlerden olmasına rağmen haftaiçi evde kahvaltı yapmıyoruz hiç. Kahvaltı dediğin sofrada bir iki saat vakit geçirerek yapılmalı öyle alelacele hiç keyifli olmuyor. Hazırlamaya da vakit olmuyor zaten. Ufuk evden çok erken çıkıyor, ben de 1 saatte zar zor çıkıyorum. Hazırlasak da insanın o saatte bir şey yiyesi olmuyor.
Kahvaltıları hep işyerinde yapıyorum yani ama öyle poğaça falan yemiyorum.Akşamdan çavdar ekmeğine domatesli, maydonozlu bembeyazlı bir sandviç yapıyorum ya da evden peynir ve zeytin getirip, simitçiden simit alıyorum. Benim favori peynirim bu aralar Bahçıvan Bembeyaz. Az tuzlu, yumuşacık çok güzel bir peynir. Krem peynir gibi ama değil. Size de denemenizi tavsiye ederim.

Thursday, January 15, 2009

YAMAN ETKİNLİKLER - MAYALILAR - PASKALYA ÇÖREĞİ


Ne zamandır etkinliklere katılmıyordum. Gerçi blogumu bile doğru dürüst güncellemiyordum ya neyse. Bugün tesadüfen Yeşilkivi’nin ev sahipliğini yaptığı Mayalılar etkinliğini fark ettim.

Daha önce tarifini verdiğim paskalya çöreklerini geçen cumartesi gelen misafirlerime de yapıp fotoğraflarını çekmiştim. Tekrar yayımlamayı düşünmüyordum ama etkinliği görünce yayımlamaya karar verdim. Tarife buradan ulaşabilirsiniz. Tamamen aynı tarifi uyguladım yalnız yaş mayam olmadığı için bir paket kuru maya kullandım ve sütü hafif ılıtıp mayanın üzerine döktüm.

Wednesday, January 14, 2009

ÜÇ RENKLİ SALATA

Geçen hafta gelen misafirlerimize yaptığım salata

Malzemeler
6-7 tane patates
3-4 tane havuç
1 demet maydonoz (ben kullanmadım ama maydonoz miktarını azaltıp, biraz dereotu, biraz da yeşil soğan ekleyebilirsiniz.)
½ limon
Zeytinyağı
Tuz, karabiber
Süslemek için;
Biberli zeytin

Patatesi ve havucu haşlayın. (Ben her ikisini de soyup iri parçalar halinde düdüklü tencerede haşladım.)
Maydanozları ince ince kıyın.
Haşlanmış patatesi iyice ezin. Limon, zeytinyağı, tuz, karabiberi karıştırın ve patatesi bu sosla iyice yoğurun.
Çukur bir kaba streç film serin.
Patatesin 2/3’ünü kabın tabanına bastırarak yerleştirin.
Havuçları ezip, ayırdığımız patatesin yarısı ile karıştırın. Bu karışımı patateslerin üzerine bastırarak yerleştirin.
Kalan patatesle ince kıyılmış maydanozu karıştırın ve en üste bastırarak yayın.
Kabın üzerini de streç filmle kaplayarak 1 gece buzdolabında bekletin.
Ertesi gün ters çevirip, dilimlenmiş zeytinlerle süsleyerek servis yapın.

Friday, January 9, 2009

KARDAN ADAM

Cumartesi akşamı karın yağmasıyla yumuşayan havayı değerlendirerek yürüyüşe çıktık. Önce klasik Emek 4. Caddeden başlayıp Bahçeli 7. Caddeden geçerek eve ulaşan güzergahımızı tamamladık. Eve dönünce arabanın üzerinde biriken karları temizlemeye niyetlendik ama temizlediğimiz karları cephane olarak kullanınca araba temizliği kartopu savaşına dönüştü. Savaş bitince de resimdeki kardan adamı yaptık. Artık kömür bulunmadığından (gerçi bizim orda yok doğalgaz zamları ve kömür yardımlarından sonra kömür tüketimi bayağı arttı) evden havuç getirmeye de üşendiğimizden göz, burun ve ağzı yerde bulduğumuz çer çöpten yaptık ama olsun güleç yüzlü çok şirin ve ne yazık ki ömrü kısa bir kardan adamımız oldu. Sabah kalktığımda her yer ıslaktı ve bizim kardan adam da yağmura yenik düşmüştü.
Küçükken, kar yağdığında mutlaka annem ve babamla oturduğumuz apartmanın arka bahçesinde kartopu oynar, kardan adam yapardık. Aklıma o günler geldi. Koskoca sitede bizden başka kartopu oynayan, kardan adam yapan olmaması çok şaşırtıcıydı. Umarım bizim de çocuklarımızla kartopu oynayıp, kardan adam yapacak fırsatımız olur.

Herkes için keyifli bir haftasonu olması dileğiyle...

Thursday, January 8, 2009

FINDIKLI KURABİYE


Aslında yazmak istediğim başka şeyler vardı ama fotoğraf makinemi boşaltamadığımdan onları sonra yazacağım. Yazılacaklar listesinden fındıklı kurabiyeyi yazayım bugün.

Bu tarifi Dr. Oetker'in şekerli vanilininin(nin nin ne garip bi kelime oldu:)) arkasında görüp denedim. Pratik ve lezzetli oldu.


Malzemeler
1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
2-2,5 su bardağı un
125 gr yumuşak tereyağı
1 çay bardağı toz şeker
1 yumurta
1,5 çay bardağı ince dövülmüş fındık

Üzerini süslemek için;
Tüm fındık

Tereyağı, şekerle iyice çırpın. Yumurtayı ekleyip çırmaya devam edin. Şekerli vanilini ve unu ekleyip yoğurun. Öğütülmüş fındığı da ekleyip yoğurmaya devam edin. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar yapıp yuvarlayın, yağlanmış veya pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine hafifçe üzerine bastırarak sıralayın. (Hafif bastırın çünkü fındıkları koyarken de biraz yayılıyorlar) Topların üzerine birer adet bütün fındık batırın ve 175 derecede önceden ısıtılmış fırında kontrol ederek yaklaşık 20 dakika pişirin.